Antik Dünyanın 7 Harikası: İnsanoğlu yeryüzündeki varoluş zamanı boyunca herkesi hayran bırakacak görümünde ihtişamlı yapılar inşa etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Bu yapılardan bazıları tüm deprem, savaş ve çeşitli felaketlere karşı yüzyıllar boyunca direnip varlığını korumuş, birçoğu ise bu yıkıcı etkenlere uzun süre dayanamamıştır.
Günümüzdeki teknolojinin geldiği nokta sayesinde oldukça görkemli yapıları büyük iş gücüne ihtiyaç duymadan inşa etmek mümkün. Fakat bahsedilen konu antik çağlarda inşa edilmiş yapıların görkemi olunca, hala yapımlarındaki gizemi anlamak zor bir konu. Bu gizeme büyük bir aydınlanma getiremesek de, bu yazıda antik çağlar boyunca inşa edilmiş ve o zamanlar için dünyanın yedi harikası olarak nitelendirilen mimari yapılardan bahsedeceğiz.
Antik Dünyanın 7 Harikası
Keops Piramidi
Mısır’ın başkenti Kahire yakınlarında inşa edilmiş olan bu yapı, bu listedeki tüm yapılar arasında o zamanlardan günümüze kadar varlığını koruyan tek dünya harikasıdır. Kahire uçak bileti alarak gidip göreceğiniz Keops piramidi, Gize Mezar Kenti adlı bölgede bulunmaktadır. Bu kentte 3 anıtsal piramit bulunmaktadır ve Keops piramidi bu 3 anıtsal piramit arasında en eski olanıdır. Ayrıca oldukça büyük ve görkemli yapısıyla diğerleri arasında dikkat çeker.
Mısır firavunu adına M.Ö. 2560 yılında yapıldığı tahmin edilen Keops piramidinin yapımının 20 yıl kadar sürdüğü söylenir. Günümüzden oldukça eski bir tarihte böylesine büyük ve yapımı ciddi zahmet gerektiren yapıların tam olarak nasıl inşa edildiği günümüzde hala gizemini koruyor.
Tüm doğal afet ve felaketlere direnip günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş bu piramidi gezip görmeniz mümkün. Mısır’a kültürel bir ziyaret planlayıp bu tarihi eseri yakından görebilmek için Tripuck ana sayfasından size uygun tarihteki uçak biletlerini inceleyebilirsiniz.
Babil’in Asma Bahçeleri
Listemizdeki dünyaca ünlü tarihi yapılar arasından en çok insan tarafından bilineni büyük olasılıkla Babil’in asma bahçeleridir. Antik Babil şehrinde inşa edilmiş olduğu söylenen bu devasa bahçeler, günümüz coğrafyasının Irak bölgesine yakın bir yerde yer almış. Babil kralı II. Nebukadnezar tarafından memleketinin yeşilliklerini, doğal güzelliklerini ve bahçelerini özlediğini söyleyen eşi kraliçe Amytis adına yaptırılmış. Yapılma sebebinin hikâyesiyle de birçok insanın ilgisini üzerine çeken bu asma bahçeler, oldukça detaylı mekanik yapısıyla da mühendislik harikası olarak değerlendiriliyor. Temelinde bulunan spiral makinelerin sağladığı basınçla su kemerleri boyunca yukarı taşınan suyun, bahçeye görsel şölen kaynağı olduğu söylenmekte.
Özellikle yapıldığı zamanın şartları göz önünde bulundurulduğunda bu bahçelerin görkemine ve yapısal özelliklerine hayran kalmamak mümkün değil. Birçok tarihi gezgin de bu asma bahçelerden oldukça etkilenmiş olacak ki adını çeşitli eserlerde geçirmiş. Babil’in asma bahçeleri birçok kişi tarafından cennete benzetilmiş, hakkında Doğu’nun bahçeleri denmiştir. Bu görkemli bahçeler günümüze ulaşamadığı için gerçek anlamda nasıl görüldüğünü kimse bilemiyor ancak geçmişte yapılan tasvirlerden yararlanarak bazı çizimleri yapılmış. Konu hakkında geniş kapsamlı araştırmalar yapıp tasvirlerdekine en uygun görselleri ortaya çıkaran grafik tasarımcılar sayesinde, bu yapının neye benzediğini animasyon formuyla görmek mümkün. Bu çizim haliyle bile Babil’in asma bahçelerinin gördüğünüz anda sizi büyüleyeceğinden emin olabilirsiniz.
Zeus Heykeli
Antik Yunan mitolojisinde baş tanrı olarak bilinen Zeus’un dünya harikaları listesine giren heykeli, zamanında Olimpia şehrinde yapılmış. Gökyüzü ve şimşek tanrısı olarak bilinen Zeus’un görkemli heykeli onu oturur pozisyonda simgelemiş ve bu haliyle bile 13 metre yüksekliğe erişmiş. Zeus tapınağında bulunan büyük heykelin bu tapınağa zar zor sığdığı söylenirmiş. Temeli tahtadan ve özel bir ağacın malzemesinden yapılan heykelin üstü altın ve fil dişiyle öyle özenli süslenmiş ki onu gören herkesin ilk anda gözleri kamaşırmış. Değerli malzemelerle yapılıp süslenen heykelin etrafı çeşitli anlamlara gelen hayvan motifleriyle doldurulmuş.
Daha sonraki zamanlarda Atinalılar tarafından o dönemdeki adıyla Konstantinopolis’e –yani günümüzün İstanbul’una- taşınmak zorunda kalan Zeus heykeli buradaki bir yangında yok olmuş ve günümüze sadece birkaç parçası kalabilmiş.
Rodos Heykeli
Dünyanın yedi harikası listesinde yer alan ikinci Yunan tanrısı heykeli de Rodos heykelidir. Antik Yunan’da Güneş tanrısı olarak bilinen Helios’un bu görkemli heykeli Rodos adasında yer almıştır. Liman girişinde adeta köprünün iki ucuna basarak dikilmiş gibi duran heykelin bacakları arasından gemilerin geçebildiği tasvir edilmiş. Rodosluların başlarından geçen büyük bir savaş sonucu tanrılarına şükür ve teşekkür etme amacıyla yaptığı söylenen bu heykelin şehri düşmanlardan koruduğuna inanılırmış. Yapımının 12 yıl sürdüğü bilinen Rodos heykeli M.Ö. 225 yılı gibi bir tarihte gerçekleşen bir deprem sonucu yıkılmış ve birkaç yüzyıl boyunca yan biçimde yatılı olarak varlığını devam ettirmiş. Heykel hakkındaki bir diğer bilgi de Amerika’nın New York şehrinde bulunan Özgürlük Heykeli’nin Fransız bir heykeltıraş tarafından bahsettiğimiz Rodos heykelinden ilham alınarak yapıldığıdır.
İskenderiye Feneri
Mısır’da adını aldığı İskenderiye şehrinde inşa edilmiş olan bu fener, deniz fenerleri arasında çok önemli bir yere sahiptir. Öncelikle İskenderiye feneri, tarihte inşa edilmiş en yüksek deniz feneridir. Devasa yapısıyla zamanında dikkat çekmiş olan bu fener İskenderiye Limanı’nın karşısında bulunan Pharos adasında inşa edilmiş. Fenerin yüksekliği 135 metre olarak biliniyor. Tepesinde konumlandırılmış büyük tunç ayna ile zamanında Akdeniz’deki birçok gemiye rehberlik yapmış olan bu fener aynı zamanda birçok dile “fener” kelimesinin ve türevlerinin girmesine sebep olmuş. Günümüzde hala hakkında birçok belgesel yayınlanan İskenderiye Feneri zaman içinde depremler ve fırtınalar sebebiyle yıkılmış.
Halikarnas Mozolesi
Mimari yapısıyla Mısır ve Yunan mimarisini andıran Halikarnas Mozolesi günümüzün Bodrum şehrinde konumlandırılmış. Zamanında bu yapı Kral Mausolos adında karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış. İhtişamlı yapısıyla görenleri etkileyen mozolenin zamanında inşa edildiği alan günümüze bir çukur yapısında ulaşmış. Bu alan hala açık hava müzesi olarak tarih severler tarafından ziyaret edilmekte.
Artemis Tapınağı
Ülkemiz sınırları içerisinde yer alıp dünyanın yedi harikası isimleri arasında listelenen ikinci ihtişamlı yapı da Artemis tapınağıdır. Ay, avcılık, bereket tanrıçası ve Apollon’un ikiz kardeşi olarak bilinen kraliçe Artemis adına inşa edilen tapınak günümüzün İzmir ilindeki Selçuk ilçesi konumlarında bulunuyormuş. Bu tapınağın yapımını kraliçe Artemis adında, Lidya kralı Kroisos başlatmış. İnşa edilme yılının M.Ö. 550 olduğu bilinen tapınağın yapımı yaklaşık 120 yıl sürmüş. Tapınağın tümü mermer kullanılarak inşa edilmiş. Maalesef ki doğal afetler ve savaşlar sonucu yıkılan tapınaktan günümüze sadece birkaç mermer parçası kalmıştır. Tüm görenlerde hayranlık uyandıran bu büyük ve gösterişli tapınak Sidonlu Antipader tarafından şu cümle ile anlatılmış: Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmamıştı…
Tarihin en eski yıllarında bile böylesine görkemli yapılar inşa eden insanlar, tüm dönemler boyunca eserleriyle hayranlık uyandırmayı başarmış. Günümüzdeki teknolojiden büyük ölçüde mahrum olan toplulukların yaşadıkları zamanda böylesine büyük yapıları nasıl inşa ettikleri büyük bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.