Balkanların Kalbindeki Mavi İnci: Ohri

Ohrililer kendi memleketleri için “Tanrı cenneti yaratırken çamurundan kopan bir parça Ohri’nin üzerine düşmüş.” derler. Yeni adıyla Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’e 2,5 saatlik uzaklıktaki Ohri, şehre adını veren tertemiz gölü, mimari mirası ve muhteşem doğası ile sadece ülkenin değil, tüm Balkanlar’ın göz bebeği. Gelin, cennetin simülasyonu olarak kabul edilen bu güzel şehri hep birlikte gezelim.

Kuzey Makedonya’nın sekizinci büyük şehri olan Ohri, ülkenin en turistik şehri. Ohri Gölü’nün çevresinde şekillenen şehrin doğal güzelliği akılları baştan alacak cinsten. Tahminen 6.000 yıllık geçmişe sahip olduğu düşünülen Ohri’nin tam 500 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kaldığının izleri bugün bile gözle görülüyor. Şehir, Safranbolu evlerine benzer bir mimariyle inşa edilmiş konutları ile öne çıkıyor. Hatta Ohri evleriyle o kadar meşhur ki şehirdeki sokak lambaları bile evlerin maketleri şeklinde. 😊

Ohri’de gezilecek yerlere geçmeden önce sizlere şehir hakkında önemli ve bir o kadar da ilginç bilgiler verelim. Ohri şu an tüm Slav halklarının kullandığı alfabe olan Kiril alfabesinin doğduğu şehir. Alfabeyi, onla aynı adı taşıyan Aziz Kiril ve Metodiy Kardeşler bulmuş ve Ohri’den tüm coğrafyaya yayılmış. Ayrıca ilk Makedon Devleti’nin kurucusu Çar Samoil, yıldaki 365 gün için Ohri’ye 365 tane kilise yaptırmış. Günümüze 40 tanesi ulaşan kiliselerin yanı sıra bu küçük şehirde, Osmanlı döneminden kalma 10 tane cami ile bir de tekke bulunuyor.

Şehrin bir diğer özelliği ise tüm dünyada incileri ile tanınması. İnci deyince, gölde yaşayan midyelerden elde edildiğini düşünmeyin. Çünkü bu inci, gölde yaşayan endemik bir balık türü olan paşita adlı alabalığın pullarından imal edilen macun kıvamındaki maddenin sedef, plastik boncuk ve taşın üzerine kaplanmasıyla yapılıyor. Ohri’de bu incinin sırrına vakıf olan yalnızca iki aile var ve bu sır aileler tarafından inanılmaz güvenli bir şekilde korunuyor. Slav kraliyet ailelerinin yanı sıra dünya yıldızlarının da tercihi ve tamamen el emeği olan bu güzel inciler, Ohri’den alınacak en güzel hediyelerin başında geliyor.

Ohri Gölü ise tüm Avrupa’nın en eski ve en derin krater gölü. Aynı zamanda da en temizi. 1979 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan göl, birçok endemik balık ve bitki türüne de ev sahipliği yapıyor.

Şimdi gelin, hep birlikte Ohri’ye geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlere yakından bakalım:

  • Ohri’nin eski şehir kısmındaki daracık taş sokaklarını ve tüm Avrupa’da meşhur olan evlerini mutlaka görmeniz gerek. Zaten şehir yukarda da söylediğimiz gibi uzun süredir UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
  • Eğer mevsim uygunsa, Ohri Gölü’nün berrak sularında yüzün. Gölün çevresinde bunun için birçok tesis mevcut. Bunlardan en meşhuru tüm gününüzü rahatlıkla geçirebileceğiniz Cuba Libre. Tabii isterseniz çok uygun fiyatlara gölde sandal sefası ya da küçük teknelerle tur da yapabilirsiniz.
  • Şehre adını veren sarp tepeye konumlandırılmış Çar Samuel Kalesi’nden Ohri manzarasına doyum olmuyor. I. Bulgar İmparatorluğu döneminden kalan bu kalenin nefes kesici manzarasında birbirinden güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
  • Ohri kiliseleriyle de meşhur demiştik. Bunlardan bir tanesi ise bulunduğu konumun güzelliği nedeniyle en çok ziyaretçi çekenlerden. John (Sveti Jovan Kaneo) Kilisesi’ne ister sandalla gölden, isterseniz de ormanlık yoldan yürüyerek gelebilirsiniz. İnanın vardığınızda gördüğünüz manzara her şeye değer.
  • Plaoshnik bölgesi, içinde Clement Kilisesi’ni de barındıran arkeolojik bir sit alanı. Çok eski tarihlere dayandırılan bu bölgede, Antik Roma bazilikası kalıntılarının üzerine inşa edilen kilisede Aziz Clement, Kiril alfabesini öğretmiş.
  • Ohri’de görmeniz gereken yerlerden bir diğeri de Stevi Naum, yani Aziz Naum Manastırı.1200 yıllık geçmişine rağmen hâlen güzelliğiyle sizi kendine hayran bırakacak freskleri mutlaka görmelisiniz. İçerisinde yer aldığı Galioica Doğal Parkı da bu manastıra gitmeniz için bir diğer sebep.
  • Şehrin bir o kadar ilginç noktalarından biri de Bay of Bones adı verilen su üzerindeki müze. MÖ 1200-700 yılları arasında burada yaşayan insanlar tarafından su üzerine kurulan bu yerleşim yeri, 1990’larda kazı çalışmaları sırasında keşfedilmiş ve aslına uygun olarak müze haline getirilmiş. İçerisinde ait olduğu dönemden kalma çömlekler, günlük eşyalar, takılar gibi pek çok parçanın sergilendiği müze, şehrin tarihini anlamanız açısından oldukça önemli.

Bu kadar gezi ve bilgiden sonra gelelim Ohri mutfağına. Öncelikle tabii ki şehirde, Ohri Gölü’nün bereketinden yararlanarak buraya özgü balıkları ve deniz ürünlerini servis eden uygun fiyatlı birçok restoran bulunuyor. Burada yiyebileceğiniz göle özgü balık türleri ise belvica ve pastirmka. Bunun dışında Balkan mutfağına özgü etler, köfteler, binbir çeşit hamur işleri, börekler ve süt ürünü bazlı tatlılara da doyum olmayacağını söyleyebiliriz. Siz iyisi mi Ohri turundan önce Balkan mutfağı yazımıza bir göz atın. 😉

Ohri; tertemiz gölü, muhteşem doğası, tarihi evleri ve bizden izler taşıyan kültür mirası ile Balkanlar’ın gözdesi olmaya devam ediyor. Siz de Ohri uçak bileti alarak kısa bir yolculuk ile Ohri’yi gezebilir, bu şirin Kuzey Makedonya kentinden unutulmaz anılarla ayrılabilirsiniz.

Scroll to Top