Mimari denilince insanların aklında yer eden bazı önemli eserler vardır. Çeşitli ülkelerden oldukça yetenekli bazı insanların eseri olan yapılar çoğu insanı etkilemiş ve korunmaya değer görülmüştür. Şimdi bahsedeceğimiz bu eserler, dünyanın yeni yedi harikası adlı başlık altında toplanıyor.
Dünyanın güncel yedi harikası cep telefonlarından ve internet üzerinden mesaj atmak aracılığıyla oylama yapılarak İsviçre’de bir organizasyon tarafınca seçilmiştir. New7Wonders isimli bu organizasyonun amacı antik çağlarda inşa edilmiş eserler yerine günümüzde hala ayakta olan eserlerden ek bir “dünyanın yedi harikası” listesi oluşturmaktır.
Dünyanın yeni yedi harikası, New7Wonders organizasyonunun düzenlediği yarışma sayesinde 21 finalist eser arasından seçilmiştir. Bu yarışma 6 yıl boyunca devam etmiş ve yaklaşık 100 milyon kişinin verdiği oylarla eserlerin belirlenmesini sağlanmıştır. İnternette kullanılan oylar ile belirlenen eserler Portekiz’in başkenti olan Lizbon’da açıklanmıştır. Peki dünyada yedi harika olmaya layık görülen bu eserler hangileri, hangi ülkelerde yer alıyor?
İçindekiler
Dünyanın Yedi Harikası
Chichen Itza
Chichen Itza piramidi Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nda bulunuyor. Kristof Kolomb öncesi dönemde Maya halkı tarafından kurulmuş bir yapıdır. Adını kurulduğu şehirden alan piramidin, o dönemde güneş takvimi işlevi görmesi için inşa edildiği düşünülüyor. Çeşitli astronomik hesaplarla yapılmış olan bu piramit, ekinoks tarihlerinde güneş ışınlarının merdiven diplerinde bir yılan motifi oluşturmasına izin veriyor. Merdivenlere düşen ışınlar sayesinde dik bir şekilde oluşan bu figür Maya uygarlığı için kutsal sayılan Tüylü Yılan şeklini temsil ediyor. Bunun gibi ilgi çekici ve kültürel özellikleri sayesinde Meksika’da en çok ziyaretçi çeken bölgeleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Yılda 2 milyon civarı turist geldiği söylenen bu yapı 2007’de dünyanın yedi harikasından biri seçilmiştir.
Petra Antik Kenti
Petra, Ürdün sınırları içerisinde yer alan bir antik kenttir. Yüzyıllar boyunca Nebatiler’e başkentlik yapmış olan Petra, Roma İmparatorluğu tarafından işgal edildikten sonra deprem gibi çeşitli sıkıntılar yüzünden zarara uğramıştır. Bunların sonucu olarak bir süreliğine unutulmuş ve değerini kaybetmiştir. 1812 yılında ise kent İsviçreli bir gezgin tarafından yeniden keşfedilmiş, ardından 7 Temmuz 2007’de dünyanın yedi harikası listesine dahil edilerek tekrar eski önemini kazanmıştır. Yapılarını oluşturan açık, pembe, sarı gibi renklerden dolayı bir diğer adı da “Rose City” olmuştur.
Petra antik kendi bu güne kadar birçok dizi, film gibi yapımlara da ev sahipliği yapmış ve çekimler burada gerçekleştirilmiştir. Birçok önemli yapıyı içerisinde bulunduran bu kent günümüzde hala ayakta kalmaya ve turist çekmeye devam ediyor.
Machu Picchu
Yüksek And Dağları grubunda yer alan bir dağın zirvesinde, İnka antik kenti olarak kurulmuştur. 1450’li yıllarda inşa edilmiş ve İnka medeniyetinin önemli bir simgesi sayılmıştır. İlginç bir şekilde, kurulduktan yüz yıl gibi bir süre sonra terk edilse de 1911 yılında yeniden keşfedilmiş ve tüm dünya tarafından tanınması sağlanmıştır. Böylece eski değerine tekrar kavuşmuştur.
Yeniden keşfedilmesinin üstünden bir yıl geçtiğinde yapılan kazılar sonucunda toprak altında kalan kısımları da gün yüzüne çıkarılmıştır. Deniz seviyesinden oldukça yüksekte bulunan kent aslında iki ayrı kısımdan oluşur. Bunlardan biri yaşamsal alan, biri de tarımsal alan olarak geçmektedir. Genellikle dağın eteklerinde bulunan alanları tarım yapmak için kullanılmış, zirvede yer alan kısım ise şehir merkezi olarak geçmiştir. Yapıldığı tarihten günümüze bu eser çok iyi bir şekilde korunmuş ve dünyanın yedi harikası listesinde yer alabilmiştir.
Kurtarıcı İsa Heykeli (Cristo Redentor)
Çoğu insanın çocukluğunda dahi bildiği, resimlerini gördüğü bu heykel, Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde bulunmaktadır. Corcovado Dağı tepesinde bulunan İsa heykeli, dünyaca bilinen ve şehrin önemli bir sembolü olan bir heykeldir. Bu dağda bulunan tren, göz alıcı şehir manzarasıyla birlikte heykeli de yakından görme olanağı tanır.
Kurtarıcı İsa Heykeli’nin tasarımı Heitor Silva Costa adlı tasarımcı tarafından yapılmıştır. Tasarımın tamamlanmasının ardından Fransız heykeltıraş Paul Landowski tarafından 1922’de yapımına başlanmış, ardından büyük bir törenle halka açılmıştır. Herkesi etkisi altına alan devasa heykel 30 metre boyunda olup, açık halde duran kolların genişliği de 30 metre etmektedir. Yapımının tamamlandığı günden beri çok önemli bir konumda tutulan bu heykel, eski halkı için da dini bir anlam ifade etmektedir.
Çin Seddi
Çin Seddi ilk yıllarında Kuzey’den gelen saldırılara karşı ülkeyi koruyacak bir sınır olması amacıyla inşa edilmiş ve Çin halkına büyük bir güven vermiştir. Yapıldığı dönemde ülkeyi daha çok Moğol ve Türklerden koruması amaçlanmıştır. Ayrıca ülke bütünlüğünü diğer milletlere de gösterip ülkeden kaçışları engellemek amacıyla yapıldığını savunan görüşler de mevcuttur. İnşa edildiği dönemlerde Çin halkı tarafından çeşitli isimlerle anılmış, Çin Seddi adını ise 19. Yüzyılda almıştır. Oldukça büyük yapısı ile dünyanın her yerinden insanların ilgi odağı olmayı başarmıştır.
Yapımına M.Ö. 200’lü yıllarda başlanmış ve yüzyıllar süren çalışmanın ardından 1644 yılında sona ermiştir. 8850 kilometre uzunluğunda ve maksimum 8 metre yüksekliğinde olan oldukça büyük bir yapıdır. 1987 yılında UNESCO’nun dünya mirası listesine girmiş, 7 Temmuz 2007 yılında da dünyanın yeni yedi harikası arasında yer almıştır.
Taj Mahal
Babür İmparatorluğu hükümdarı tarafından, vefat eden eşi adına 1631-1654 yılları arasında yapımı tamamlanan bir anıt mezardır. Taj Mahal, Hindistan’ın Agra şehrinde bulunur ve günümüzde dünyanın dört bir yanından gelen insanların uğradığı önemli bir tarihi yapıdır. İmparatorluğun hükümdarlarından Şah Cihan bu yapıyı on dördüncü çocuğunu doğururken ölen eşi ile arasındaki aşkı, sevgiyi belli etmek ve tüm dünyaya göstermek amacıyla yaptırmıştır. İmparatorun ölümü ardından kendi mezarı da bu yapı içerisinde yer almıştır. Yapımında oldukça fazla miktarda para harcanan Taj Mahal, birçok ülkeden getirilen mimarların çalışmasıyla depremlere en iyi dayanacak şekilde inşa edilmiştir. Gören herkesi hem arkasında yatan hikâyeyle hem de estetik görünüşüyle büyüleyen Taj Mahal’i mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. İhtiyacınız olan uçak biletlerini sitenin ilgili bölümünden inceleyebilirsiniz.
Kolezyum (Flavianus Amfitiyatro)
Dövüşler ve diğer gösterilerin sunulması amacıyla yapılan bu arena İtalya’nın başkenti Roma’da bulunmaktadır. M.S. 72 yılında inşasına başlanmıştır, hasarlı bölümleri olsa da büyük bir çoğunluğu günümüzde hala ayakta ve ziyarete müsaittir. Genel olarak halkı eğlendirmek için yapılmış olan Kolezyum’ un açılışında uzun süreli gösteriler düzenlenmiştir. Çoğu zaman şiddet de içeren bu gösteriler esnasında maalesef birçok insan ve hayvan yaşamını kaybetmiştir. Oldukça fazla insanı ağırlamaya müsait yapısı olan Kolezyum, oturma planları konusunda sınıf ayrımına göre şekillenmiştir.
Bir süre bu amaçlarla kullanılmasının ardından, dövüşlerin yasaklanması ile beraber bu gösteriler de son bulmuştur. Daha sonra dükkânlara, ibadet yerlerine ve konaklama mekânlarına da ev sahipliği yapmıştır. 1980 yılında ise UNESCO tarafından dünya mirası listesine dahil edilmiştir.
Birçok insanın verdiği oylarla belirlenen yedi harika bu eserlerden oluşmaktadır. Yapımından bugüne uzun yıllar geçmesine rağmen tüm etkenlere direnip günümüze ulaşan bu eserleri gidip görebilme şansına sahipsiniz. Bulundukları ülkelere uçak bileti almak için Tripuck adresini ziyaret edin.