Seyirciler önünde oynanan, en güzel gösteri çeşidi ve kültürü en iyi anlatan miraslardan biridir tiyatro. Tiyatroyla ilgilenmeyenler tarafından eski popülaritesi olmadığı düşünülse de bu sadece bir yanılmadır çünkü tiyatroseverler çok iyi bilir ki her zaman en önemli değerlerden biri olarak kalacak tiyatro. Küçük bir bilgi: 27 Mart günü, Dünya Tiyatrolar Günü olarak kutlanır, biliyor muydunuz? Artık hep hatırlayacaksınız çünkü sizlere unutamayacağınız, gezdikçe bizi hatırlayacağınız bir yazı hazırladık. İşte, günün anlam ve önemine özel dünyanın en önemli tiyatroları karşınızda!
İçindekiler
Dünyanın En Önemli Tiyatroları
Odéon Avrupa Tiyatrosu, Paris
İşte Paris’in hayat damarlarından biri: Odéon Avrupa Tiyatrosu… Odéon ismi, Antik Yunan’da etkinliklerin düzenlendiği amfi tiyatro anlamını taşıyor. Fransa’nın 6 ulusal tiyatro salonundan biri olan bu tiyatro, 1779 ve 1782 yılları arasında inşa edilmiş tarihi bir değer, yani Fransız İhtilali’nden sadece birkaç yıl önce perdelerini açmış. Devamlı Avrupa’daki en eski tiyatro olduğu iddia edilse de çok daha eskileri var aslında. Geleneksel ruhu taşıyan ama bir yandan da çağdaş olmayı başaran bir tiyatro göreceksiniz eğer ziyaret ederseniz. Odéon Meydanı’nda bulunan bu tiyatro kültürel mirasın adeta bir parçası…
Shakespeare’s Globe, Londra
William Shakespeare’e ait olan tiyatroculuk geleneğinin mirası Shakespeare’in Globe Tiyatrosu Londra’da, Thames Nehri kenarında yaşatılmaya devam ediyor. Zamanında Shakespeare’in oyunlarını sergilediği, 1613 yılında yanan ve türlü zararlara uğrayan bu tiyatro, 1997 yılında Amerikalı sinema oyuncusu ve yönetmen Sam Wanamaker’in bağışlarıyla yeniden tasarlandı ve orijinal konumunun 230 metre ilerisinde seyircisine açıldı. Bundan birkaç sene öncesinde bir ilk yaşandı ve Shakespeare’s Globe’da bir Türk oyunu sahnelendi. Olimpiyat oyunları kapsamında düzenlenen “Antonious ile Kleopatra” oyununda Haluk Bilginer, Zerrin Tekindor, Emre Karayel ve Mert Fırat gibi ünlü isimler yer aldı. Bu da ayrı bir gurur tabii…
Aspendos Antik Tiyatro, Antalya
Antalya’nın Serik ilçesinde bulunan Aspendos Antik Kent, ülkemizin en önemli miraslarından biri, kabul edelim. Antik Kent’in en meşhur özelliği amfi tiyatrosu diyebiliriz aslında. Milattan önce Akalar tarafından kurulan bu antik kentteki amfi tiyatro, Roma İmparatorluk döneminde inşa edilmiştir ve Roma tiyatrolarının günümüze ulaşabilmesini sağlayan önemli bir eserdir. Restorasyonu 2015’te tamamlanan Aspendos Tiyatrosu, günümüzde etkinlikler için de hala kullanılmakta. Bu arada bu tiyatro dünyanın akustik olarak en iyi açık hava tiyatroları arasında ve 20.000 kişiyi ağırlayabiliyor. Ülkemizde böyle değerlerin olması bizi çok duygulandırıyor.
Belgrad Ulusal Tiyatrosu, Belgrad
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da 19. yüzyılda kurulan bu tiyatro, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alıyor. 1983 yılında ise Sırbistan Cumhuriyeti tarafından korumaya alındı. Neden mi? Çünkü “Büyük Öneme Sahip Kültür Abidesi” ilan edildi. Bu cümle ise “Belgrad gezinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer!” demenin kısa versiyonuydu. Yılda yaklaşık 150.000 kişiyi ağırlayan bu tiyatro, Belgrad’ın en eski ve en önemli miraslarından biri. 800’ü bulan çalışan sayısına sahip bina; drama, opera ve bale gösterilerine ev sahipliği yapıyor. Sırbistan gelenekleri ve kültürü burada hayat buluyor.
Bolşoy Tiyatrosu, Moskova
Moskova’nın tarihi miraslarından Bolşoy Tiyatrosu, 1776 yılında kuruldu. Birçok kez yeniden inşa edilen tiyatro, dünyanın en güzel tiyatro binalarından biri olma özelliğini ısrarla koruyor. Tiyatro binası Rus kültürüyle o kadar özdeşleşmiş ki sütunlu ana girişi 100 rublelik banknotların üzerinde bile yer alıyor. Bu cümlemiz de “Mutlaka ziyaret edin!” demenin uzun versiyonuydu… Bolşoy’da sadece tiyatro sahnelenmiyor; bale ve operaya da yer veriliyor. Bünyesinde çalışan 200 dansçısı ile Bolşoy Tiyatrosu’nun dünyaca ünlü bale okulu Bolşoy Bale Akademisi’yle kardeş olduğunu biliyor muydunuz? Öğrenenler bilmeyenlere iletebilir. Çünkü böyle bir sahneyi görmek herkesin hakkı!
Tiyatro en az kitap okumak kadar değerli bir alışkanlık. Gelin, bu alışkanlığımızı beraber daha da pekiştirelim. Sanat, sanat için midir yoksa halk için midir? Bu tartışılır çünkü tiyatro hepimiz için! Bu tartışmaya girmeyelim diyor ve Mustafa Kemal Atatürk’ün anlamlı sözlerinden biriyle yazımıza son veriyoruz: “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”
Bu arada; Dünya Tiyatrolar Günü’nüz kutlu olsun! Tripuck keyifli ve sanatsal gezmeler diler…